Şehirleşmenin artmasının doğrudan bir etkisi olarak kişilerin kentten köye kaçış isteği ile son zamanlarda özellikle şehir merkezlerine yakın mahalle ve köylerde kendilerine yaşam alanları kurmaya çalışmalarının arttığını görüyoruz.
Bu yaşam alanlarının genelinin imara açık olmaması, birçoğunun tarım arazisi niteliğini haiz olmasından dolayı elbette buralara yaşamak isteyen kişiler öncelikle çeşitli yaptırımlar ile karşılaştılar, birtakım bürokrasi ile uğraşmak zorunda kaldılar ve nihayetinde hukuk kurallarının çizdiği sınırlar dahilinde çözüm arayışına gittiler. Bunlardan en sık karşımıza çıkan ise Tiny House olarak da bilinen, mobil evler olmuştur.
Tam da bu noktada, 18 Ocak 2024 tarih ve 32433 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 8112 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile kişilerin arazisinde barınma ihtiyaçlarını karşılayarak konaklamaları yolu hukuka uygun ve makul olarak açıldı. Şöyle ki;
En başından beri savunduğumuz üzere, Tiny House’lar İmar Kanunu’nun tanımladığı gibi yapı sınıfına girmemektedirler. İmar Kanunu yapıyı ‘daimî, yeraltı ve yer üstü inşaatı içeren sabit ve müteharrik tesis’ olarak tanımlamaktadır. Tiny House ise tam aksine, Karayolları Trafik Kanununun 3. Maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 3. maddesinin C bendinin 20. bölümüne göre “römork” olarak tanımlanan “O2 sınıfı motorsuz araç” vasfındadırlar. Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre römork, motorlu araçla çekilen insan veya yük taşımak için imal edilmiş motorsuz araç olarak ifade edilmektedir. Karayolları Trafik Yönetmeliği 42. maddesine göre plaka, ruhsat ve trafik tescil işlemleri ikmal edildikten sonra başkaca bir izine ihtiyaç olmadan kullanılabilmektedirler.
Burada, aslında Tiny House’ların tamamen bir araç statüsünde olduğunu, konaklamak üzere tarlaya/arsaya konmuş bir Tiny House’un ise park edilmiş bir araçtan farksız olduğunu açıkça ifade edebiliriz.
En başından beri idari yargıya konu edilmiş uyuşmazlıklarda Tiny House’lara karşı yürütülen idari işlemlerin iptalini mevcut kanuni düzenlemeler ile zaten sağlayabildiğimiz ortadadır. Nitekim bu konuda tarafımızca idare mahkemelerinden “…anılan römorkun sabit yapı niteliğinin bulunmadığı, trafik tesciline de kayıtlı olması nedeniyle de müteharrik tesis niteliğini de haiz olmadığı, bu kapsamda römorkun 3194 Sayılı Kanun’un 5. maddesinde yapı tanımına uymadığı anlaşıldığından, söz konusu yapı nedeniyle davacıya İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca imar para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde uygulanan idari işlemin iptaline ilişkin iptal kararları; ve yine Tiny House kullanan vatandaşlar hakkında Cumhuriyet Savcılıklarınca açılan soruşturmalardan “…şüphelinin arazinin üzerine tekerlekli Tiny House koymak şeklinde gerçekleştirdiği eylem bakımından TCK’nın 184/1 maddesi açısından yapılan değerlendirmede, yapı kavramı daha geniş tanımlandığı için her yapının bina niteliğinde olmadığı, suçun oluşabilmesi için yapılan imalatın mutlaka bina niteliğinde olması gerektiği, iddiaya konu yapının görselleri incelendiğinde bina niteliğinde olmadığı dikkate alındığında şüphelinin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, olay nedeniyle KAMU ADINA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA…” şeklinde takipsizlik kararları alınmıştır.
Ancak, 18 Ocak 2024 tarihinde yayımlanan adı geçen yönetmelik ile, Tiny House’ların ilk kez pozitif hukukta tanımlanması, ilk kez kanunlarımızda yer bulmasının bir karşılığı olarak gerek mahkemeler karar verirken gerekse de idari merciler yaptırım uygularken artık bir tanım ve statünün varlığını göz ardı edemeyeceklerdir.
Yönetmelik, Tiny House’u mobil ev başlığı ile “ilgili mevzuata uygun şekilde, O2 sınıfı tip onay belgesine sahip, bir motorlu araç tarafından çekilmek üzere tasarlanmış, konaklama birimi şeklinde düzenlenmiş, içinde yaşam alanı, yatak ile banyo-tuvalet bulunan 13/10/1983 tarihli ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa tabi araç” şeklinde tanımlamıştır.
Dolayısıyla arsanıza,
- O2 sınıfı tip onay belgesine sahip,
- Motorlu bir araç tarafından çekilebilen,
- Yaşam alanı olan,
Bir mobil evi koymakta hiçbir beis gözükmemektedir.
Bununla birlikte, mobil evinizin mevcut yasalara uygun olması için dikkat edeceğiniz en temel husus ise, mobil evin zemin ile bağlantısı olmamasıdır.
Elbette, gerek bahsettiğimiz yönetmelik kurumlarca iyice benimsenene dek gerekse de kurumlarca alınan encümen kararları ile uygulanan idari yaptırımların içeriği gözetildiğinde uygulamada yine de birtakım sıkıntılarla karşılaşmaya devam edeceğimiz açıktır. Bu noktada, önerimiz kişilerin kendilerine herhangi bir idari yaptırım tesis edildiğinde yapması gereken idari yargıda hak düşürücü süre olan 60 günlük idari başvuru yapma ve idari dava açma sürelerine riayet ederek haklarını savunmaya özen göstermeleridir. Tiny House’ların güncel durumu ve hukuki statüsü hakkında daha detaylı bilgi almak üzere, kurucu ortağımız Av. Tamer ATABAY’ın yer aldığı söyleşiyi dinleyebilirsiniz.
Sonuç olarak, imara açık olmayan tarım arazilerine yapı yapmak tarafımızca ve mercilerce elbette ki kabul edilemez. Ancak, yer ile bağlantısı olmayan adeta karavan gibi park edilmiş araç hükmünde olan Tiny House’ların gerek zemine yani tarım arazisine zarar vermediği gerekse de insanlar için bir nefes alanı yarattığı açıktır. Bu noktada, en başından beri söylediğimiz gibi Tiny House’ları bir araç sayılması ve mevzuatta tanımlanmış olması çok değerlidir. Yaptığımız çalışmalarla da söz konusu yönetmelikte yer alan belirsizliklerin ise, en kısa zamanda emsal kararlardaki gibi daha açık ve anlaşılır hale geleceğini amaçlıyoruz.
Av. Gökçe ATABAY
KAYNAKLAR:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/01/20240118-12.pdf