İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
İş yaşantısının sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi, iş ve sosyal güvenlik hukukunun kapsamına girmektedir. Neredeyse herkesi ilgilendiren bu hukuk dalı çeşitli düzenlemeleri ile işçiler ve işverenler arasındaki uyuşmazlıkları gidermeye, iş ortamının daha güvenli şekilde olmasını sağlamaya yönelik düzenlemeler içermektedir.
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Nedir?
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen, çalışma koşullarına yönelik düzenlemeler içeren hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının ana kaynakları ise 4758 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’dur. Bunlar dışında diğer ilgili kanun ve yönetmelikler de iş hukukuna kaynaklık etmektedir.
Bir iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar sosyal güvenlik hukuku kapsamına girmektedir. Örneğin işçinin alacağını alamaması, sürekli olarak fazla mesaiye bırakılması, yine işçinin işveren tarafından psikolojik baskıya maruz bırakılarak işten ayrılmaya zorlanması gibi durumlar iş hayatından sıklıkla karşılaşılan iş hukukunu ilgilendiren hadiselerdendir. Böyle sorunlar yaşanması halinde iş ve hukuku devreye girmekte ve sorunların ortadan kaldırılması ve varsa bir zarar bu zararın telafi edilmesini sağlamaktadır.
İşçinin tehlike yaratan iş koşullarında çalıştırılması, iç kazası neticesinde maluliyet durumu yaşanması, işçinin sigortasının yatırılmaması gibi durumlar da sosyal güvenlik hukuk kapsamında düzenlenen konulardır.
Kısacası bir bütün olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku iş hayatına dair işveren ve işçiyi ilgilendiren tüm konuları düzenlemektedir.
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Davaları Nelerdir?
İşçi ve işveren arasında kimi zaman gerek işçiden kaynaklı gerek işverenden kaynaklı uyuşmazlıklar meydana gelmektedir. En basitinden işçinin ücretini alamaması işverenin sebep olduğu bir problemken işçinin kendisine verilen işi keyfi bir şekilde yerine getirmemesi işçiden kaynaklanan bir problemin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Her kim tarafından ortaya çıkarsa çıksın ortada iş ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda bir iş davası konusu mevcuttur ve görevli mahkeme olan iş mahkemelerinde gerekli iş davaları açılabilmektedir. Ancak bazı alacaktan kaynaklı iş davalarını açabilmek için işçi ve işveren arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olması gereklidir. İş mahkemelerinde sıklıkla açılan Güvenlik hukuku davaları genel olarak şunlardır:
Feshe bağlı olarak açılabilecek işçi alacağı davaları: İhbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağından doğan davalar
Fesih gerektirmeden açılabilecek işçi alacağı davaları: Ücrete, fazla mesaiye, ulusal bayram tatil ücretlerine ilişkin alacaklardan doğan davalar
Aynı zamanda bazı davalar açılmadan arabulucuya gidilmesi kanunda zorunlu tutulmuştur. Zorunlu arabuluculuk gerektiren iş davaları ise şunlardır:
- İşe iade davaları
- Kıdem ve ihbar tazminatından doğan davalar
- Ücret alacağına ilişkin davalar
- Kötü niyet tazminatına ilişkin davalar
- Ayrımcılık gözetmeme ilkesine aykırılıktan doğan davalar
- Fazla mesai ücretinin ödenmemesine ilişkin davalar
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Hakkında Merak Edilenler
Birçoğumuz iş hayatında çeşitli problemlerle karşılaşmaktayız. Bu sebeple çoğu kez acaba tazminat alabilir miyim ya da sözleşmeyi haklı bir nedenim olmadan feshedebilir miyim gibi konuları merak etmekteyiz. Bu konular iş ve sosyal güvenlik hukukuna dair işçilerin veya işverenlerin en çok merak ettikleri sorular arasındadır. Cevapları ise somut olaya göre değişkenlik göstermektedir. Sözleşme koşulları, iş koşulları, işçi- işveren arasındaki ilişki göz önünde bulundurarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Güvenlik hukuku hakkında merak edilenler için bu alanda bilgi birikimine sahip ve donanımlı bir iş avukatına başvurmak aklınızdaki soruları giderecektir. Atabay Hukuk bürosu uzman iş hukuku avukat kadrosu ile iş hukukuyla ilgili konularda sizlere gereken hukuki desteği sağlamaktadır.